Çeşm-i Bülbül is one of the most elegant examples of Ottoman glass art, emerging in the 19th century. This special glass technique is created by twisting and winding colored and transparent glass together. The name, which means “nightingale’s eye,” comes from the twisted and curved patterns resembling a nightingale’s eye.
Melted hot glass is shaped and turned into a hot glass balloon using a special sphere made of apple or quince wood. Following this, colored glass rods are placed into a mold, and the hot glass balloon is placed on top. As the mold turns, the glass rods and the hot glass balloon become integrated. After this step, another layer of glass is added, encapsulating the colored glass rods between two layers.
The most intricate part of Çeşm-i Bülbül production begins here. The melted glass rods on the hot glass are carefully pulled and shaped with special tongs. This meticulous process concludes with the glass being left to cool in special molds. The creation of Çeşm-i Bülbül requires great craftsmanship, and there is no room for error. The resulting product is both visually enchanting and technically challenging. The colors of Çeşm-i Bülbül depend on the colors of the prepared glass rods. While blue is the most commonly produced, there are also varieties in multicolored, gold, red, and green.
Glassmakers from Murano Island in Venice, Italy, significantly influenced the Çeşm-i Bülbül technique. It is known that Venetian glassmakers came to Ottoman lands and taught Ottoman craftsmen the art of Çeşm-i Bülbül. This exchange allowed Çeşm-i Bülbül to emerge as a unique technique combining both Ottoman and Italian glass art traditions.
During the reign of Mahmud I, glassmakers from France were brought to the Ottoman Empire. Additionally, during the reign of Selim III, a Mevlevi Dervish named Mehmet Dede was sent to Italy to learn glassmaking techniques. Upon his return, he established a glass workshop in Beykoz, where he produced works such as Çeşm-i Bülbül.
The Beykoz Glass and Crystal Museum is located in the Beykoz district of Istanbul. The museum was opened to visitors in 2021 after the restoration of the Beykoz Glass and Crystal Factory, which was built during the Ottoman Empire in the 1850s. The museum narrates the history and development of glass art, showcasing exquisite works such as Çeşm-i Bülbül.
Opening and Closing Hours:
Entrance Fees:
The museum also offers free audio guides for visitors.
While exploring Çeşm-i Bülbül and the Beykoz Glass and Crystal Museum, you might also be interested in:
Çeşm-i Bülbül, Osmanlı cam sanatının en zarif örneklerinden biri olup, 19. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Bu özel cam tekniği, renkli ve şeffaf camların birlikte bükülüp sarılmasıyla oluşturulur. “Bülbülün gözü” anlamına gelen adı, bükülmüş ve kıvrılmış desenlerin bülbülün gözüne benzemesinden gelir.
Eritilmiş sıcak cam, elma veya ayva ağacından yapılmış özel bir küre kullanılarak şekillendirilir ve sıcak cam balon haline getirilir. Bunu takiben, renkli cam çubuklar bir kalıba yerleştirilir ve sıcak cam balonun üzerine konur. Kalıp dönerken, cam çubukları ve sıcak cam balon birbiriyle bütünleşir. Bu adımdan sonra, başka bir cam tabakası eklenir ve renkli cam çubukları iki katman arasında kapsüllenir.
Çeşm-i Bülbül üretiminin en karmaşık kısmı burada başlar. Eritilmiş cam çubuklar, sıcak cam üzerinde dikkatlice çekilir ve özel maşalarla şekillendirilir. Bu titiz süreç, camın özel kalıplarda soğumaya bırakılmasıyla tamamlanır. Çeşm-i Bülbül’ün yaratılması büyük bir ustalık gerektirir ve hata yapmaya yer yoktur. Ortaya çıkan ürün hem görsel olarak büyüleyici hem de teknik olarak zorludur. Çeşm-i Bülbül’ün renkleri, hazırlanan cam çubuklarının renklerine bağlıdır. En yaygın üretilen renk mavi olsa da, çok renkli, altın, kırmızı ve yeşil çeşitleri de bulunmaktadır.
Venedik, İtalya’daki Murano Adası’ndan gelen cam ustaları, Çeşm-i Bülbül tekniğini önemli ölçüde etkilemiştir. Venedikli cam ustalarının Osmanlı topraklarına gelerek Osmanlı zanaatkarlarına Çeşm-i Bülbül sanatını öğrettikleri bilinmektedir. Bu değişim, Çeşm-i Bülbül’ün hem Osmanlı hem de İtalyan cam sanat geleneklerini birleştiren benzersiz bir teknik olarak ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Mahmud I döneminde Fransa’dan cam ustaları Osmanlı İmparatorluğu’na getirilmiştir. Ayrıca, III. Selim döneminde Mevlevi Derviş Mehmet Dede, cam yapım tekniklerini öğrenmek üzere İtalya’ya gönderilmiştir. Dönüşünde, Beykoz’da bir cam atölyesi kurmuş ve Çeşm-i Bülbül gibi eserler üretmiştir.
Beykoz Cam ve Kristal Müzesi, İstanbul’un Beykoz ilçesinde yer almaktadır. Müze, 1850’lerde Osmanlı İmparatorluğu döneminde inşa edilen Beykoz Cam ve Kristal Fabrikası’nın restorasyonunun ardından 2021 yılında ziyaretçilere açılmıştır. Müze, cam sanatının tarihini ve gelişimini anlatmakta ve Çeşm-i Bülbül gibi nefis eserleri sergilemektedir.
Açılış ve Kapanış Saatleri:
Giriş Ücretleri:
Müze ayrıca ziyaretçiler için ücretsiz sesli rehberler sunmaktadır.
Çeşm-i Bülbül ve Beykoz Cam ve Kristal Müzesi’ni keşfederken, aşağıdaki konular da ilginizi çekebilir:
This website uses cookies to ensure you get the best experience on our website.