The ancient city of Patara, located in present-day Turkey, is a treasure trove of history and mythology. Excavations reveal that settlement in the region began in the 8th century BC. Known as “Patar” in Hittite texts and “Pttara” in the Lycian language, Patara served as the capital of the Lycians for an extended period. The city was besieged by Alexander the Great during the Roman Period and retained its significance into the Byzantine Period, thanks to its strategic position in a valley opening to the sea. Saint Nicholas, known as Santa Claus, is believed to have been born here, adding to its historical and religious importance for Christians.
Patara was a crucial port city, playing an essential role in the commerce and military operations of various empires. However, over time, the harbor began to fill with sand, making it increasingly difficult for boats to dock. As the sand continued to accumulate, the city’s importance dwindled, and eventually, its inhabitants abandoned it when the harbor was completely filled.
According to legend, Poseidon, the God of the Seas, became furious with the Lycians and unleashed his wrath on Patara. He blew with all his might, sending massive waves and sandstorms toward the city. The prayers and vows of the distressed people of Patara proved insufficient to calm the raging sea. In desperation, the city’s oracles decided that the Lycian women should undress to appease Poseidon. Embarrassed by this act, Poseidon calmed the seas, and the tempest never struck Patara’s shores again.
Visitors to Patara can explore a range of fascinating ruins that offer a glimpse into its storied past:
Beyond its ruins, Patara is famous for its stunning 18-kilometer-long sandy beach. It’s one of the longest in Turkey and is also a protected nesting site for the endangered loggerhead sea turtles. This natural beauty, combined with the historical ruins, makes Patara a unique destination for both history enthusiasts and beach lovers.
Antik Patara kenti, günümüz Türkiye’sinde, tarih ve mitoloji hazinesidir. Kazılar, bölgedeki yerleşimin M.Ö. 8. yüzyılda başladığını ortaya koymaktadır. Hitit metinlerinde “Patar” ve Likya dilinde “Pttara” olarak bilinen Patara, uzun bir süre Likyalıların başkenti olarak hizmet vermiştir. Şehir, Roma Dönemi’nde Büyük İskender tarafından kuşatılmış ve Bizans Dönemi’nde de denize açılan bir vadide stratejik konumu sayesinde önemini korumuştur. Noel Baba olarak bilinen Aziz Nikolaos’un burada doğduğuna inanılmaktadır, bu da kenti Hristiyanlar için önemli kılmaktadır.
Patara, çeşitli imparatorlukların ticaret ve askeri operasyonlarında hayati bir rol oynayan önemli bir liman şehriydi. Ancak zamanla liman kumla dolmaya başladı ve teknelerin yanaşması giderek zorlaştı. Kum birikmeye devam ettikçe, şehrin önemi azaldı ve liman tamamen dolduğunda sakinleri şehri terk etti.
Efsaneye göre, Deniz Tanrısı Poseidon Likyalılara çok kızar ve gazabını Patara’ya yöneltir. Tüm gücüyle üfleyerek büyük dalgalar ve kum fırtınaları gönderir. Endişeli Patara halkının duaları ve adakları denizi sakinleştirmeye yetmez. Çaresizlik içinde, şehrin kâhinleri Likyalı kadınların Poseidon’a karşı soyunmasına karar verir. Bu eylemden utanan Poseidon, denizi sakinleştirir ve fırtına bir daha Patara kıyılarına gelmez.
Patara’yı ziyaret edenler, geçmişine dair bir dizi büyüleyici harabeyi keşfedebilir:
Harabelerinin ötesinde, Patara, Türkiye’nin en uzunlarından biri olan 18 kilometre uzunluğundaki muhteşem kumsalıyla ünlüdür. Nesli tükenmekte olan caretta caretta deniz kaplumbağalarının koruma altındaki yuvalama alanlarından biridir. Bu doğal güzellik, tarihi harabelerle birleştiğinde, Patara’yı hem tarih meraklıları hem de plaj severler için eşsiz bir destinasyon yapar.
This website uses cookies to ensure you get the best experience on our website.